"İstanbul benim canım, vatanımda vatanım" hesabı vatanıma "VATANMDAKİ VATANIM"dan veda etmenin verdiği huzurla uçağımıza bindik...Şunu belirtmek istiyorum ki görevliler çok güler yüzlüydü...(Bu arada ben şu an bloga yazdıklarımı o zaman blogger için not tuttuğum defterime yazarken tam da MANŞ DENİZİ'nin üstünden geçiyorduk) Arabadayken bile tuttuğu için midesi bulanan ben, uçak kalkışa geçtiği zaman kusmamak için kendimi çok zor tuttum....Hala da midem bulanmakta...İstanbul'dan yola çıktığımızda saat 13.00'dı. Yani İngiltere'ye vardığımızda saat Türkiye saatine göre 5 civarı olmalıydı yanılmıyorsam ama aradaki saat farkı nedeniyle İngiltere saatine göre daha 3'ü çeyrek geçiyordu :D Bermingham hava alanındaki görevlinin sadece ve sadece "Turkish passaports to left side" demesiyle tereyağı kıvamına geldik annemle.Aman Allah'ım o ne aksan o ne aksan.Sadece o amca değil ki bütün görevliler...Hepsi de çok kibardı. Tam "ayakbastı" kağıtlarımız onaylanıp anca oradan geçtiğimizde İngiltere'ye gelmiş sayılacağımız kapıdan girecekken, bir güvenlik görevlisi ya da polis bilemiyorum bizi durdurdu.Gayet kibar bir şekilde ve muhteşem bir aksanla babamla selamlaştıktan sonra annemle benim olduğum yöne dönüp "Hello there" dedi...Tabii bizim ailecek elimiz ayağımıza dolaştı. Ya adamı anlamazsak ya o bizi anlamazsa paniği içinde kıvranırken adam babama "If you can't understand me I can speak slowly" dedikten sonra babamın farklı anladığını ve farklı bir yanıt vereceğini anlayıp "YOOOOO!!HAAYIIIIRRRR" deyip babamın önüne atladım..desem yalan olur sadece babama ne dediğini açıklayıp adama dönüp "YES PLEASE" dedim.Adam yanımızdan ayrılırken "İlk gelişiniz mi bu?" dedi "Biz daha "Yes" demeden "Çok sevecen bir ailesiniz, keyifinize bakın" dedi :D Bütün işlerimi ras gittikten sonra gönül huzuruyla evimize geldiiikkk :D:D:D:D En son olarak şunları söylemek istiyorum; uçağa bindiğimde çok duygulandım...Akıl sağlığı yerinde olan bir insanın, uçağa binip de, havalanıp da, bulutların üzerinden aşağıya baktığında Rabb'imin kudretini, ve onun büyüklüğü karşısında kendi acizliğini nasıl olur da fark etmez??!!
Aşağıdan baktığımızda büyüklüğüyle bizi ürküten gökdelenlerin bile yukarıdan bakıldığında ne kadar minik göründüğünü gören bir insan, o gökdelenin yanında bile ne kadar küçük olduğunu düşünüp de kendini, uzaklaştıkça neredeyse görünmeyecek derecede ufalan Samanyolu Galaksi'siyle kıyasladığını ve kum tanesi 'Nedir bu kendine güven insanoğlu , nedir???'
No comments:
Post a Comment