Monday, July 30, 2012

Sıcak Bir Günde Ne Yapılır?



O kadar sıcak bir gün ki, tarif edemem. Tarifi yok  bunun. Yok! Hiç dışarı çıkamam bu sıcakta.Akıl sağlığımı kaybetmedim daha çok şükür! Bende evde bir şeyler yapmaya karar verdim. Düşündüm taşındım bir liste yaptım:

1-DEBBİE MACOMBER KİTAPLARI:






Son günlerde bu kitaplara merak salmış durumdayım. Küçük Mucizeler Dükkanı,Bir Yumak Mutluluk,Bahçemde Yeşeren Umutlar ve Mucizeler Dükkanına Dönüş. İlk 3 kitabı okudum bitirdim bile. Şimdi Mucizeler Dükkanına Dönüş'ü okuyorum. Hepsi birbirinden güzel gerçekten.  Tam yazın akşamüstü okumak için yazılmış türden kitaplar. Hafif,insanı mutlu eden cinsten. Konularını özetleyecek olursam: Küçük Mucizeler Dükkanı,Bir Yumak Mutluluk ve Mucizeler Dükkanına Dönüş adlı kitaplarında Lydia  adlı kanserle 2 defa mücadele vermiş bir kadının yeniden normal yaşantısına dönmek için açtığı ve örgü kursları verdiği 'Bir Yumak Mutluluk' adlı tuhafiye dükkanında geçirdiği günler, ayrıca arkadaşlarının ve kendisinin günlük yaşantısı anlatılıyor. Bahçemde Yeşeren Umutlar adlı kitaptaysa Susannah adlı bir kadının annesinin kötüye giden hafızasından endişelenmesi nedeniyle onun yanına gitmesini ve ondan sonra başına gelen değişik olayları okuyoruz. Hani tatile falan gittiyseniz plajda güneşlenirken okuyacağınız ve okumaktan mutluluk duyacağınız kitaplar bunlar. Benim gibi balkonunuzda da okuyabilirsiniz tabii. Ayrıca kitaplar insanda örgü örme isteği uyandırıyor. İtiraf etmeliyim o kadar etkilendim ki ben bile elime 2 yumak ip ile 2 şiş aldım bir şal örmeye başladım. Gayette güzel gidiyor ! Bugün de biraz örmeyi daha sonra da Mucizeler Dükkanına Dönüş adlı kitabı bitirmeyi planlıyorum.

2-BOLCA MÜZİK







Hani bazı şarkılar vardır,dinlerken içiniz mutluluk ve huzurla dolar. Bıkmadan usanmadan defalarca dinlemek istersiniz. Dinlememeniz için hiçbir sebep yok! Şahsen her zaman olduğu gibi bu sıcak yaz aylarında da kaçıp sığındığım bir liman oldu müzik benim için. Dinlediğim zaman beni mutlu eden ne kadar şarkı varsa dinliyorum. Bugünde öyle yapacağım ve kitabımı okurken en sevdiğim şarkıları dinleyeceğim. İşte onlardan bir tanesi ve benim için en önemlisi. Çünkü One Tree Hill karakterlerinden biri Haley James-Scott daha doğrusu Bethany Joy Galeotti söylüyor.

BURDAN DİNLİYORUZ :D

3-EN SEVİLEN FİLM VE DİZİLER



Tabi ki evde olduğunuz sıcak bir gün en sevdiğiniz film ve dizileri izlemezseniz yeterine güzel bir gün geçirmiş olmazsınız değil mi? Bende öyle düşünmüştüm. Ben şahsen en sevdiğim dizi olan One Tree Hill'i izleyeceğim. Daha sonra en sevdiğim film olan Harry Potter serisinden bir filmi seçip izleyeceğim.





4-SOĞUK İÇECEKLER





Bu sıcak günlerde buz gibi bir şeyler içmek kadar insana iyi gelen bir şey yok!

O yüzden ben de yeni bir şeyler denemeye karar verdim veeeeee Vanilyanın 13.Cuma Frappesi'ni  yapmaya karar verdim. Zaten görüntüsü bu kadar güzelse eminim tadı da mükemmeldir. Öyle olsa iyi olur :D






Eveeeet benden bu kadar valla. Tatile gitmeyen bir insan olarak elimden gelen bu.


Eğer sizin aklınıza da güzel şeyler gelirse yorum yaparak bunları söylemekten çekinmeyin derim ben! İyi günler herkese :)

Yoğurtlu Şiş Köfte Tarifi

Facebookta payla

Yourtlu i Kfte Tarifi


Sponsor Bağlantılar



Yoğurtlu Şiş Köfte nasıl yapılır, en güzel kebap tarifleri sizlerle..


Malzemeler


1 kilo dana ve kuzu kıyma karışımı
3 tane soğan
Tuz, Karabiber
Yarım çay kaşığı yenibahar
5 tane küçük sade pide
250 ml sıcak et suyu
100 gram tereyağı
300 gram yoğurt
Yarım çay kaşığı pul biber

Tarifi


Soğanları ince bir şekilde güzelce kıyıp suyunu iyice sıkın. Soğan suyunu bir kaba aldığınız kıymanın üzerine katın. Tuz, karabiber ve yenibaharı katıp elinizle yoğurun. Yumurta büyüklüğünde parçalar alarak uzun köfteler hazırlayıp şişlere geçirin. Izgarada çevirerek pişirin. Pideleri ızgarada ısıtıp kare şeklinde kesin. Pide parçalarını tabağa dizin. Sıcak et suyunu pidelerin üstüne dökün. Pideler et suyunu çekince kızdırılmış tereyağının yarısını pidelerin üzerine gezdirin. Kalan tereyağını pul biberle birlikte tekrar ısıtın. Yoğurdu iyice çırpıp pidelerin üzerine gezdirin. Tuz serpin. Pişen köfteleri yerleştirin. Tekrar tereyağı gezdirip sıcak olarak servis yapınız.

Sunday, July 29, 2012

Beyinden Kalbe

    Beynimle kalbim arasında incecik birşey var .Kalbim her atışta , her kan pompalayışında ,içime çektiğim her nefeste , bütün duygularımı ve içimdeki bütün seni saniyesinde yetiştiriyor beynime.Beyin ki vücudun patronu,beyin ki ;insanlarıın kapasitesi..

    Beynin ne kadar adımı ulaştırdı diline bilmiyorum. Ama bir gece ansızın dilindeydi adım ve elin sol omzumdaydı.Hemen senin evininin üstüne dokundun .Az daha aşağıda göğüs kafesimde çünkü evin.

    Kalbindeki duyguları karşındakine  sunar da insan ,bir tek eksik olan şey ;sunduğu kişiyi seçemiyor insan.Çünkü kalp ile beyin öylesine güzel ikili ki  , tüm negatif olan , tüm eksi olan , tüm eksik olan insana bile birşeyler sunmak istiyor.Sunduğu zaman ise üçer üçer gidiyor noktalar(...)!



    Beyin diyip geçmemek lazım ..Kalbindeki tüm duyguların belleğidir ,beyin.Bir kafanın içinde boşa konmaz hiç bir beyin.Ve hiç bir insan düşüncesiz değildir.Düşünce kalpten de gelir kimi zaman.Bazı zamanlar kalbinle düşünürsün,içten-sıcacık .O sıcaklığın yegâne sahibisin işte sen.

    Sıcak , hisli , duygulu zamanlarım olur bazen .Tavana bakarak-keşke-lerim olur .Tavan diyip te geçmemek lazım . Gözler ancak yukarıya baktığı zaman durdurur yaşlarını..Durmadan tavana bakıp , kalpten düşünen , gözleri ,bir yıldız gibi çakılı kalır tavana .. Sözlerin sadece kalbinde kalır ,beynine bile gitmez .Beyine gitmeyen tek aşksın sen ..

Sadece kalbimde , sol tarafımda , göğüs kafesimin hemen solundaki sokakta senin adresin .

Beynimden çıkmayan,dilimden düşmeyen, kalbimden ise hiç eksik olmayan bir güzelliğin var ,dünyaya meydan okuyan.

Güzelliğin kimi zaman sarıyla , kimi zaman maviyle kimi zaman da yeşille boyanıyor.

Tüm gecenin , tüm gündüzün rengini üzerine çekiyorsun , haberin olmadan .

Ve gecelerimin,gündüzlerimin ,saatlerimin başını döndürüyorsun ..


Yazılmaz yeni bir şarkı bu güzelliğine ,


Sadece biraz daha dönmen lâzım özüne ..


Tüm dizelerimi döksem de şimdi önüne , 


Değişmiyor işte!Hayat gidiyor hep geriye .



Halis SÖNMEZ

Friday, July 27, 2012

Tiramisu Tarifi









Tiramisu Tarifi oyunu yemek oyunudur.Oyuna başlamak için PLAY yazısına tıklıyoruz.Oyun MOUSE ile oynanıyor.Oyunda size buzdolabının yanında SAĞ ÜST KÖŞEDE sizden istenilen malzemeleri dolaplardan bulup masaya koymanız isteniyor.Böylece tarife uygun tiramisu hazırlıyoruz.Tiramisunun ilk bölümü bittikten sonra önümüze gelen ekranda NEXT yazısına tıklayıp pastamızı yapmaya devam ediyoruz.

Kanal D Oyunları İyi Eğlenceler Diler:)


































Monday, July 23, 2012

KAPTANIN SEYİR DEFTERİ - 2. Gün

Uykusuz geçen gecenin ardından, "HAŞLANMIŞ BETÜL" kokusuyla uyandıktan sonra saat 8.45'de tam da söz verdiği saatte yine abimin hocası bizi hava alanına götürmeye geldi.Onlara ne kadar dua etsek azdır demekle yetiniyorum çünkü dua için doğru kelimeleri bulamıyorum...Karla karışık yağmur gibi sümükle karışık gözyaşı kıvamında bir vadalaşma sahnesini abimle paylaştıktan sonra uçuş saatinden 3 saat önce hava alanında olmanın verdiği rahatlıkla resmi işlerimizin bir kısmını halledip kahvelerimizi içmeye oturduk :D Valizlerimizi uçağın bagaj bölümüne aktarmak için beklediğimiz sıradaki güvenlik görevlisi pasaportlarımızı kontrol edip valizlerimizi etiketledikten sonra "Ne zaman geldiniz Türkiye'ye" diye bir soru yöneltme ihtiyacı duydu anneme....Tuhhhaf çokk tuhafff demekten alamadım kendimi....Daha sonra annemin, uçağa götürmek için yolcuları alacak otobüsün geleceği kapının olduğu yere geçerkenki son pasaport kontrolünü yapan görevlinin Jim Carrey'e ne kadar çok benzediğine dikkat çekmesi üzerine adamın suratına bir kahkaha patlatıp adamın önünde abuk subuk Jim C. hareketleri yapmaktan kendimi zor alıkoyabildim....


 "İstanbul benim canım, vatanımda vatanım" hesabı vatanıma "VATANMDAKİ VATANIM"dan veda etmenin verdiği huzurla uçağımıza bindik...Şunu belirtmek istiyorum ki görevliler çok güler yüzlüydü...(Bu arada ben şu an bloga yazdıklarımı o zaman blogger için not tuttuğum defterime yazarken tam da MANŞ DENİZİ'nin üstünden geçiyorduk) Arabadayken bile tuttuğu için midesi bulanan ben, uçak kalkışa geçtiği zaman kusmamak için kendimi çok zor tuttum....Hala da midem bulanmakta...İstanbul'dan yola çıktığımızda saat 13.00'dı. Yani İngiltere'ye vardığımızda saat Türkiye saatine göre 5 civarı olmalıydı yanılmıyorsam ama aradaki saat farkı nedeniyle İngiltere saatine göre daha 3'ü çeyrek geçiyordu :D Bermingham hava alanındaki görevlinin sadece ve sadece "Turkish passaports to left side" demesiyle tereyağı kıvamına geldik annemle.Aman Allah'ım o ne aksan o ne aksan.Sadece o amca değil ki bütün görevliler...Hepsi de çok kibardı. Tam "ayakbastı" kağıtlarımız onaylanıp anca oradan geçtiğimizde İngiltere'ye gelmiş sayılacağımız kapıdan girecekken, bir güvenlik görevlisi ya da polis bilemiyorum bizi durdurdu.Gayet kibar bir şekilde ve muhteşem bir aksanla babamla selamlaştıktan sonra annemle benim olduğum yöne dönüp "Hello there" dedi...Tabii bizim ailecek elimiz ayağımıza dolaştı. Ya adamı anlamazsak ya o bizi anlamazsa paniği içinde kıvranırken adam babama "If you can't understand me I can speak slowly" dedikten sonra babamın farklı anladığını ve farklı bir yanıt vereceğini anlayıp "YOOOOO!!HAAYIIIIRRRR" deyip babamın önüne atladım..desem yalan olur sadece babama ne dediğini açıklayıp adama dönüp "YES PLEASE" dedim.Adam yanımızdan ayrılırken "İlk gelişiniz mi bu?" dedi "Biz daha "Yes" demeden "Çok sevecen bir ailesiniz, keyifinize bakın" dedi  :D Bütün işlerimi ras gittikten sonra gönül huzuruyla evimize geldiiikkk :D:D:D:D En son olarak şunları söylemek istiyorum; uçağa bindiğimde çok duygulandım...Akıl sağlığı yerinde olan bir insanın, uçağa binip de, havalanıp da, bulutların üzerinden aşağıya baktığında Rabb'imin kudretini, ve onun büyüklüğü karşısında kendi acizliğini nasıl olur da fark etmez??!!

Aşağıdan baktığımızda büyüklüğüyle bizi ürküten gökdelenlerin bile yukarıdan bakıldığında  ne kadar minik göründüğünü gören bir insan, o gökdelenin yanında bile ne kadar küçük olduğunu düşünüp de kendini, uzaklaştıkça neredeyse görünmeyecek derecede ufalan Samanyolu Galaksi'siyle kıyasladığını ve kum tanesi  'Nedir bu kendine güven insanoğlu , nedir???'

GÜNÜN ÖNERİSİ: FRANSIZ BURGUSU







Fransız burgusu yine popüler. Size ilham verecek bu modellere göz atın ve Fransız burgusunun şıklığını saçlarınızda yaşayın.































































Friday, July 20, 2012

Ana Okulu Öğrencisi










Ana Okulu Öğrencimizi MOUSE yardımıyla giydiriyoruz ve okulunda oyuncaklarıyla oynamasını sağlıyoruz.



































Wednesday, July 18, 2012

Araba Yarış ve Modifiye




Modifiyeli araçlarla yarışmak çok farklı bir deneyim. Sizin normalde evde babanızın arabasından çok daha farklı atik ve çevik oluyorlar. Her hareketinize cevap veriyorlar. araba yarışlarında herzaman modifiyeli araçlar kullanırılr sebebi yukarıdaki gibidir.Source: www.arabamodifiyeoyunlari.org

Monday, July 16, 2012

BAYKUŞ TAKILAR

BİRBİRİNDEN GÜZEL 2012 NİN ÖZELLİKLE YAZ AYLARININ TRENDİ OLAN BAYKUŞ MODELLİ TAKILAR ...BU TAKILARDAN BİRİNİ MUTLAKA EDİNİP TRENDİ YAKALAYIN BENCE :) UMARIM BEĞENİRSİNİZ. BUYRUUNN